Olasılıksız, Adam Fawer tarafından yazılmış ve 2005 yılında yayımlanmış bilimkurgu romanıdır. En iyi roman kategorisinin de aralarında olduğu çok sayıda ödül kazanmıştır. Kitap, David Caine'in bir takım deneysel tedaviler sonucunda kazandığı gelişmiş olasılıkları hesaplama yeteneği sayesinde, tahminlerinin geleceği görmek haline geldiğini anlamasıyla başından geçenleri konu almaktadır. Özet olarak kitabın kahramanı, Pierre-Simon Laplace'in yarattığı bir teori olan Laplace'ın şeytanı haline dönüşmüştür.
"İmkansız diye bir şey yoktur, sadece bazı olayların olma olasılığı daha düşüktür."
"Kararlar doğru veya yanlış değildir. Kararlar karardır. Sen, sana göre en iyisini seç."
"Aslında, eğer bir şeyi yapabileceğini düşünürsen, bu mümkün olmasa bile yapabildiğini görürsün. Eğer yapamayacağını düşünürsen, o zaman çoğunlukla yapamazsın, çünkü yapmayı denemezsin bile."
"Daha önce hiç silah kullanmamıştı, ama bu onu endişelendirmiyordu. Fotoğraf çekmek gibiydi bu iş. Odakla ve bas. Aralarındaki tek fark, bir Nikon kamera 9 milimetrelik bir Lorcin L gibi tepmezdi."
"Gelecek, onu görene kadar şekilsizdir. Bir parayı havaya attığında iki olası gelecek vardır, birinde para yazı gelir, diğerinde tura, ama sen görene kadar ikisi de değildir."
"Işık hızından hızlı olan tek şey düşünce hızıdır."
"Hayattaki en önemli şey, dağıtılan kartlar ve oyunda olup olmamaktı."
"Laplace, gerçeği tahmin etmenin en iyi yolunun doğru cevabı hesaplamak değil de, en az yanlış olan cevabı hesaplamak olduğunu kanıtladı."
"İnsanlar yakayı ele verince hiç de cesur davranmıyordu."
"Mutlaklarla değil de olasılıklarla yönetilen bir evrende bütün sonuçlar vardır."
"Tüm kumarbazların söylediği en önemli cümleyi söyledi; Kötü eller gelmeye başladığında masadan kalkacağım..."
"Acaba ne zamandan beri insanları da sabun paketleri gibi barkodlamak gayet doğal bir şey olarak karşılanmaya başlamıştı."
"Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?"
"Eğiticiler, filler zincirlerini kıramayacaklarını öğrenene kadar ip kullanmazlar. Aslında o filleri orada tutan ipler değil, kendi akıllarındaki koşullama. İşte bu yüzden bilgi önemlidir. "