Dünyada iklimler değişirken insanoğlunu aldı bir susuzluk ve kuraklık telaşı. Çünkü su demek hayat demektir.
Ülkemizde de barajlar doluluk seviyesinin çok altına düşerken, insanlar ey vah kuraklığın ayak sesleri gelmeye mi başladı demekten kendilerini alamadılar. öyle ki suyun olmaması hayatın yok olması anlamına gelir.
Çünkü su varsa insanoğlu vardır. Aksi takdirde dünyanın sonu geliyor demektir.
neyse ki bugün ülke dolayında kar ve yağmurun yağmasıyla karamsarlık ve tedirginliğin yerini umut ve mutluluk aldı. Bursa ilimizde de bugün karın yağmasıyla yeşil, kar ile birleşince harika manzaralar oluştu. Yeşil beyaz adeta harikalaştı.
“Kar Berekettir Su Rahmet”
Karın yağması, suyun çok olması israf etme anlamına gelmez. Su çok kıymetli bir nimettir. Kıymetini bilmek her insanın insanlık görevidir.
Atalarımız ne güzel demiş bir bardak su ikram edilince ikram sahibine “Su gibi aziz ol.” diye teşekkür eder. Allah’ın biz kullarına bağışladığı en büyük nimetlerinden olan suya karşı, daha fazla duyarlı olmak lazım.
Aylardır dünya genelinde etkili olan asrın vebası Korona virüs salgını bir kara bulut gibi gerek dünyamız gerekse ülkemizin üzerine çökmesinin olumsuzluğu sürerken;
Ülke genelinde kuraklığın olacağı haberleri insanlarda ayrı bir tedirginlik yarattı. Çok şükür bugün tam tersi yaşandı. Yine bir söz aklıma geldi.
“Kul kulu dara koyar fakat Allah kulunu darda koymaz” tam da öyle oldu. Kar berekettir. Allah C.C. bereketini esirgemedi. Kar demek su demektir. Kainaatın sanatkârına hayran olmamak mümkün mü? Kar da yağar, yağmur da yağar, rüzgâr da eser, güneş de doğar, akşam da olur.
Rabbimin hikmetinden hiç sual olur mu? Ne dilerse o olur.
Bizlere vermiş olduğu nimetlere şükür etmemiz ve saygı duymamız gerekir. Suya saygı geleceğimize saygıdır.
İnsanoğlu kendisine saygı duyduğu kadar kendisini hayata bağlayan kutsallara da saygı duymalıdır. Su gibi hayati değerlere karşı tedbir almak ve daha yeşil bir dünya için katkıda bulunmak tüm insanların görevidir.
Çocuklarımızın geleceği için temiz bir dünya, yeşil bir ülke, yaşanabilir bir şehir, huzurlu bir mahalle, sağlıklı bireyler yetiştirmek için bizim duyarlı olmamız şart. Yaşadığımız süre içinde hemen hemen her konuda tasaruflu davranmalıyız. Bizlere ecdadımızdan kalan bu güzel ülkenin hayati kaynaklarını iyi kullanmalıyız. Bizde bizden sonraki kuşağa yaşanabilir bir dünya bırakmalıyız.